Üniversiteden mezun olduğumdan beri yaklaşık sekiz yıldır bu hastanede çalışıyorum. İşe ilk başladığım zamanlarda çok enerjik ve hevesliydim. İşimi iyi yapıp yükselmek, servis sorumlusu, bölüm sorumlusu, hemşirelik hizmetleri müdürü olmak istiyordum. Bunun için kurslara gittim, sağlık kurumları yönetiminde tezsiz yüksek lisans yaptım. Bir kaç sene sonra boşa kürek çekiyor gibi hissetmeye başladım. Önceleri yaptıklarım bana doyum verirken artık vermez oldu. Yaptığım hiç bir şey takdir edilmiyor, onaylanmıyor, sergilediğim çaba görmezden geliniyor. Çalışanların hiç bir şekilde (yüksek ya da düşük) performansları değerlendirilmiyor. Ne bir terfi alabildim ne de maaşıma iyi bir zam yapıldı. Hatta bu kurumda daha az zamandır çalışan, yönetim konusunda hiç bir eğitime sahip olmayan kişiler, sırf birilerinin tanıdığı olduğu için yönetici oldular. Zamanla işimde daha iyi olmaya çalışmak yerine robot gibi sadece işimi yapar çıkarım diye düşünen biri haline geldim. Bu yüzden kendimi geliştirmek yerine, yerimde saymaya başladım. Aileme bu sıkıntımı anlattığımda “düzenli bir maaşın var daha ne istiyorsun” tepkilerini aldım. Bir yandan işimi değiştirmek istiyorum ama burada belli bir süredir çalıştığım için çok sık gece nöbeti gelmemesi bir avantaj. Eğer işimi değiştirirsem orada kendimi gösterinceye kadar haftada 2-3 kez gece nöbetlerine kalmam hem de yine aynı pozisyonda bir süre çalışmam gerekecek. Ayrıca yeni işte de performansımı fark edip beni terfi ettirmelerinin garantisi yok. Ne yapsam diye düşünürken günler geçip gidiyor ve ben hala aynı yerde aynı işi yapıyorum.
1.Siz olsanız ne yapardınız?
2. Sizce neden böyle bir sorun yaşanmaktadır?
Kamuran Cerit
Kendi mesleki geçmişim ve pek çok hemşire meslektaşımın bu olaya benzer şeyler yaşadığını üzülerek dile getirmek istiyorum. Bunun en önemli sebebinin ise, hastanelerde performans değerlendirme sisteminin olmaması ve terfi kriterlerinin belirlenmemesi olduğunu düşünüyorum.
Emel Gür
Boşa kürek çekme hissini çoğumuz yaşamışızdır ve hala yaşıyor olabiliriz. O zaman bunun çözümünün olduğunu bilmek ve çözmek için hastanelerde performans değerlendirme sisteminin kurulması gerektiğini de bilmek gerekir.
Tuğba Mert
Kendim de dahil olmak üzere üniversiteden mezun olan hemşire arkadaşlarımın, ilk iş deneyiminde aynı duyguları yaşadığını ve benzer olaylarla karşılaştığını düşünüyorum. Etkin bir performans değerlendirme ve terfi / atama standartlarının olmadığı kurumlarda aynı sorunların her zaman yaşanacağını, pozisyonlara işi gerçekten yapabilecek kişiler yerine, işle ilgili yeterliliği olmayan kişilerin getirileceği ve bu kişilerin bizi yöneteceğini söylemenin yanlış olmayacağını düşünüyorum. Sonuçta hastanelerin neredeyse tamamı, JCI, ISO gibi kalite belgelerine sahiptir. Bu belgelere sahip olmak için istenen standartlardan biri de personelin performans değerlendirmesinin yapılmasıdır. Oysa burada asıl önemli olan etkin bir performans değerlendirme sisteminin olup olmamasıdır.
Dilek Ekici
Burada en önemli yönetsel sorunlar şunlardır:
1. Çalışanların yaptıkları işlerle ilgili performans standartlarının bulunmaması,
2. Çalışanların performans standartlarına göre düzenli bireysel ve servis performans değerlendirmelerinin yapılmaması
3. Atama ve terfi ettirmede performans, eğitim, deneyim gibi kriterlerin açıkça tanımlanmaması ya da kriterler varsa uygulanmaması
4. Kurumda kariyer yönetiminin bulunmamasıdır.
Kariyer yönetiminde kurumlara düşen görevler ise şunlardır:
-Çalışanların performansının değerlendirilmesi ve geribildirim
-Çalışanların kariyer danışmanlığı
-Çalışanların planlarını gerçekleştirmelerine destek ve eğitim olanakları
-İş aileleri ve kariyer yolları oluşturmak
-İş deneyimlerinin arttırılması
-Açık pozisyonların duyurulması
Esengül Elibol
2. Benzer sorunları ben de dahil olmak üzere meslektaşlarımın çoğu yaşamıştır ve yaşamaya devam etmektedir. Buradaki en önemli sorun, taleplerin sadece sözlü olarak iletilmesi, gelen olumsuz tepkilere göre hemşirelerin özellikle duygusal açıdan kötü hissetmeleri, bunun sonucunda da örgütsel ya da mesleki küskünlük yaşamalarıdır. Bunun yanı sıra nepotizm ve kronizm ne yazık ki bizim gibi gelişmekte olan ve kolektif toplumlarda oldukça yaygın. Sağlık kurumlarında da bu durumu açıkça görebiliyoruz. Hatta eş dost kayırmacılığının yanı sıra, özellikle bazı hastanelerde, hekim grubuna daha az sıkıntı yaratacağı düşünülen hemşirelerin, lise mezunu olmasına rağmen! (serviste yüksek lisans mezunu hemşireler varken) servis sorumlusu olarak görevlendirildiğine de şahit oldum. Bunun önüne geçebilmek için ses çıkarmak, yazılı bildirimlerde bulunmak, birlik olmak, mücadele etmek ve sorunların üzerine gitmek gerekir.
1.Ben olsaydım üst yönetime talebimi yazılı olarak iletirdim. 1 ay içerisinde talebime yazılı cevap vermek zorundalar. Verecekleri cevaba göre B planımı uygulardım. Eğer talebime olumsuz geri bildirim sağlanır ise durumu Sağlık Bakanlığı’na bildirirdim, yine bir sonuç alamaz isem kendi beklentilerime uygun, liyakate dayalı atama yapılan başka bir kuruma geçmeyi göze alırdım.