Bulunduğu kategori:

İş Yükü ve Personel Dengesinin Sağlanması

İş Yükü ve Personel Dengesinin Sağlanması

Hastanelerin personel istihdam seviyeleriyle iş yükleri her zaman dengeli değildir. Genellikle hastanelerde iş yükü dengelenemediğinde, personel sayısını arttırmak gerektiği düşünülür. Bu durum işlerin yoğun olmadığı zamanlarda boş oturan personel sayısının ve bu doğrultuda hastanenin personel maliyetlerinin artmasına neden olur. Çalışma ortamında bizzat bulunarak çalışanların sunduğu sağlık hizmetinin izlenmesi, zamanlarını nasıl organize ettiklerinin, işlerin en fazla yığıldığı zamanların belirlenmesi, sağlık hizmetine yönelik en sık yapılan işlemlerin , sağlık hizmetine önemlikatkısı olmayan işlerin ve bu işlere harcanan sürelerin belirlenmesi, hasta sınıflandırma sistemi ile serviste yatan hastaların bakım gereksinimlerinin belirlenmesi ve ihtiyaç duyulan hemşire sayısının belirlenmesinde bize önemli fikir verir.

İş Yüküne Etki Eden Faktörler
Hemşirelik hizmetleri özellikleri nedeniyle karmaşık hizmetler olduğundan, hemşirelik iş yüküne etki eden ana faktörlerin tanımlanması gerekir. Servislerde hemşire iş yüküne etki eden faktörler şunlardır:

  1. Hasta Sayısı: Özellikle geçmiş dönemlerde birimde yatan hasta sayısı, hastaların tanıları ve hasta tipine göre görevlendirilen hemşire sayısı verileri oldukça önemlidir.
  2. Hastaların Bakım Gereksinimleri: Serviste yatan hastaların 24 saatlik hemşirelik bakım gereksinimlerinin belirlenmesi, iş yükü açısından önemlidir. Hastaların bakım gereksinimlerinin belirlenmesi amacıyla hasta sınıflandırması kullanılır. Hastaları sınıflandırırken, servise özgü, geçerli ve güvenilir bir hasta sınıflandırma ölçeğinden yararlanmak önemlidir.
  3. Hasta bakımı için hemşirelerin yaptıkları işler: Ülkemizde hastanelerde hastalara yapılan hemşirelik bakım işlemleri hastaneden hastaneye farklılık göstermektedir. Özellikle refakatçisi olmadan hasta kabul etmeyen hastanelerde hastanın beslenmesi, tuvaleti için ördek, sürgü verilmesi, ayağa kaldırılması gibi birçok hemşirelik uygulamasının refakatçi tarafından yapılması beklenir. Bazı hastanelerde ise bu uygulamaların hasta refakatçisi tarafından yapılması kesinlikle kabul edilemez ve hemşireler bu konudaki işleri doğrudan kendileri yaparlar. Bu durum serviste çalışması gereken hemşire sayısı üzerinde önemli bir etkendir.
  4. Hemşirelik dışı yapılan işler: Tüm dünyada hemşire sayısı yetersiz olmakla birlikte, mevcut işgücünden verimli bir şekilde yararlanılamadığı ifade edilmektedir. Doğrudan hasta bakımı dışında yapılan işler hemşirelerin vaktini alan ve hasta bakımı için ayıracağı zamanı kısaltan uygulamalardır.
  5. Hemşirelerin Kişisel İşlere Ayırdıkları Süre: Çalışanların çalışma saatlerinde insani ihtiyaçlarını karşılamaları şüphesiz engellenemez. Ancak kişisel işler olarak belirttiğimiz yemek yeme, çay-kahve içme, sigara içme, kişisel telefon görüşmeleri, arkadaş ziyaretleri, işe gelip giderken giyinme gibi zamanlara ayrılan sürelerin çalışma saatinin %20’sini aşmaması önemlidir.
  6. Hemşirelik Organizasyon Yapısının Zekâ Düzeyi: Bir toplumda iyi eğitilmiş ve yüksek zekâya sahip insanların sayısı genellikle çok azdır ve bunlar da zekâ gerektiren zor işlerde çalışırlar. Çok iyi eğitilmemiş ve çok iyi bir zekâya sahip olmayanlar ise, daha kolay işlerde çalışırlar. Aynı teori kurumlara ve işlere de uyarlanabilir. Değişmeyen, hasta bakımında sürekli aynı işin yapıldığı (vital bulgu ölçme, ilaç verme,  kan alma, yatak yapma) hastanelerde hemşirelik hizmetinin yönetimi için yüksek derecede zekâya duyulan ihtiyaç daha az olacaktır. Bunun yanında hastanın bütüncül fizik muayenesinin yapılarak, hemşirelik tanılarının belirlendiği, hemşirelik girişimleri ile elde edilen sonuçların kanıta dayalı uygulamalarla karşılaştırılıp yorumlandığı, bununla ilişkili olarak sunulan hemşirelik hizmetinin kalitesinin ölçüldüğü (bakım indikatörlerinin belirlendiği, indikatör eşik değerlerinin izlendiği, varyasyonların analiz edildiği), hasta bakım maliyetlerinin hesaplanarak hastalara sunulan hemşirelik bakımının etkinlik ve verimliliklerinin analiz edildiği kompleks işlerin yapıldığı hemşirelik mesleğinde yüksek zekaya ihtiyaç duyulacaktır. Zekâ kapasitesinin sınırlı olması ve arttırılamaması insanlar için düşünülebilir ancak mesleki ve kurumsal zekâ için söz konusu olamaz. Bu nedenle hastanelerin hemşirelik hizmeti yapısı, zeki bir sistem olarak tasarımlanabilir, kapasite kullanımı geliştirilebilir ya da tam tersi kötü bir tasarım sonucu düşürülebilir.

Sonuç olarak, Uluslararası literatürde belli servisler için yatan hasta sayısıyla orantılı tanımlanmış sihirli sayılar veya bakım katsayısıyla çarpılan hesaplama yöntemleri bulunmamaktadır. Hastaların bakım gereksinimlerine uygun sayıda hemşire planlamak için tahmine dayalı olmayan, bilimsel yöntemlerden yararlanılarak geliştirilen, kuruma özgü analizlerin yapılması gerekir.

Kaynaklar

  1. Aydıntan B (2009) Örgüt Zekâsı ve Yönetimi, Gazi kitapevi, Ankara.
  2. Ekici D (2013) Sağlık Bakım Hizmetinin Yönetimi, Sim Matbaası, Ankara
  3. McGillis H, Doran D, Pink G. (2004) Nurse staffing models, nursing hours, and patient safety outcomes. J Nurs Admin;34, p: 41–45.
  4. Needleman J, Buerhaus PI, Mattke S, Stewart M, Zelevinsky K. (2002) Nurse-staffing levels and the quality of care in hospitals, N Engl J Med.346, p:1715–1721.
  5. Unruh L (2008) Nurse Staffing and patient, nurse and financial outcomes, AJN, 108(1), p:62-71.
  6. Yıldırım D (2005) Hemşirelerin Servislerde Hastalarla İlgili Ve Diğer İşlere Ayırdıkları Sürenin Belirlenmesi, Hemşirelik Dergisi, Cilt XIV, Sayı:57
  7. Yıldırım D, Oktay S (2005) İki Farklı Hastanede Hasta Tiplerine Göre Hemşirelik Bakım Sureleri Arasındaki Farkın Belirlenmesi, Hemşirelik Dergisi, Cilt XIII, Sayı: 55, 21-36.
32q, 4,390s